Bugün biraz Baykal Gölü’nden bahsetmek istiyorum. Aslında
bana kalsa sonsuza kadar Baykal Gölü’nden bahsedebilirim. Barajlarımızın, su
rezervlerimizin kurumaya başladığı, kuraklığın kapıya dayandığı,
musluklarımızdan ne olduğu tam da belli olmayan bir sıvının aktığı şu günlerde,
gölün hakkını vermek gerek diye düşünüyorum. Zira Doğu Sibirya’da bulunan Baykal
Gölü hakkında edindiğim bilgiler aklımı başımdan aldı.
Medeniyet tarih boyunca hep su’yun yanıbaşında. Susuz bir
hiçiz. Su kesintisi olduğu günler ne yapacağımızı bilemiyoruz. Dökme suyla el
yıkamak çile. Yaptığım Transsibirya Gezisinde Baykal Gölü’ne de uğranacağını
öğrendiğimde yaptığım kısa bir araştırma bu gölün bırakın Rusya’yı, dünyamız
için ne kadar değerli ve vazgeçilmez bir hazine olduğunu gözler önüne serdi.
Göl 25 milyon yaşında. 25 milyon yıl. Durup düşününce bu
rakamı makul bir yere oturtamıyorum. Dünyanın oluşum evresiyle kıyaslayınca
doğal olabilir ama biz ölümlüler için epey yaşlı. Oldukça uzun zamandır orada.
Su çok temiz ve berrak. Pırıl pırıl. Havanın iyi bir
zamanına denk gelinirse 40 metreye kadar dibi görmenin mümkün olduğunu
söylüyorlar. Göl üzerinde 27 ada var, çoğunda kimse yaşamıyor. Gölü çevreleyen
topraklarda köyler var ve bu köylerin birçoğuna sadece su üzerinden
ulaşabiliyorsunuz, kara yolu yapılmamış.
Göle birçok akıntı ve nehir kavuşuyor, yaklaşık 300 adet su
kaynağı. Ama kaynağı Baykal Gölü olan sadece Angara nehri var. O da Yenisey’in
bir kolu.
Aslında Sibirya’da bulunduğu için bu bölgenin soğuk olması
bekleniyor ama göl çevresi oldukça ılıman bir iklime sahip. Sibirya’nın bazı
bölgelerde -90 dereceye kadar düşen hava sıcaklığına rağmen gölün en derin ve
en soğuk yeri -6 derece oluyor. Tabii kışın (Ocak-Nisan arası) donduğunu söylemeye gerek yok. Benim ziyaret
ettiğim ağustos ayının genel ortalaması ise 12 derece.
Gölün içinde ve çevresinde 1.200 tür hayvan, 600 tür bitki
yaşıyor, bu sayıların % 75’i sadece Baykal’da yaşayabiliyor. Yani muazzam bir
yaşam alanı. Gölde enteresan balıklar var, hatta bazı balıkların yüzeyden 1 mil
derinde bile yaşayabildiği biliniyor, basınca rağmen. Bu basınca öyle
alışmışlar ki yüzeye çıksalar resmen infilak edebilirler. Dünyada tatlı su
foklarının görüldüğü tek yer bu göl.
Çevresinde çok az sayıda otel var. Bugün sadece Transsibirya
treninin geçmesine izin verilen eski tren yolu bir elbisenin eteğindeki fırfırlı
nakış gibi kilometrelerce devam ediyor. Trenimiz bu yolu saatte 10 km lik bir
hızla, tıngır mıngır kat ediyor ve gözümüzü şahane göl manzarasından
ayıramıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder