Avusturya denince akla ilk gelenler Viyana, W.A.Mozart, kayak, kahve ve çikolata olur genellikle. Avusturya’yı görmeye gidenler Viyana’yı gezer, geri dönerler.
W. A. Mozart hayranları için kuşkusuz Salzburg’un da büyük önemi vardır. Birkaç saatlik tren veya otobüs yolculuğundan sonra ulaşılır Salzburg’a, ama hiçbir zaman layık olduğu ilgi gösterilmez bu küçük ama ruhu zengin kente....
Avusturya’yı kayak tutkuları için seçenler ise Innsbruck’a giderler, ama genellikle Viyana’yla sınırlı kalır Avusturya yolculukları..
Oysa çoğu kimse cennetin Avusturya’da olduğunu bilmez. Geçmiş yıllarda doya
doya gezdiğim Viyana’dan sonra, biraz da W. A. Mozart’ın 250. doğum yılı
kutlamalarının beni ateşlemesiyle 2006 nın Mayıs ayında Salzburg’a gitmeye
karar verdim. Salzburg turizm bürosunun jest yaparak posta yolu ile gönderdiği
broşür, kitapçık ve rehberleri incelerken gezimin Salzburg’la sınırlı
kalmayacağını anladım.
Hallstatt’ta fünikülere binerek tuz madenlerini ziyaret edebilir, hiking
yapabilir, kasabanın binlerce yıllık tarihini anlatan müzesini gezebilir, ünlü
Beinhaus’taki ilginç sergiyi görebilir, hatıra eşya dükkanlarından tuz
örnekleri satın alabilir, Hallstatter See gölü kenarında saatlerce manzara
seyredebilirsiniz. Göl turuna katılabilir, kışın kayak yapabilirsiniz. Ve
fotoğraf çekmeyi sevenler...Burası sizin cennetiniz.
Beinhaus kelime anlamıyla “kemik evi” demek. Kasabanın mezarlığının nüfus
için son derece yetersiz olmasından dolayı ölülerin kemiklerini makul bir süre
sonra mezardan çıkartıyor, çeşitli boya ve süslemelerle sergiliyorlar - tabii
aile adlarını da belirterek.
Sık seyahat edenler bilirler: Nerede olursanız olun, Türkler oradadır.
Nüfusu bin kişiden fazla olmayan Hallstatt’ın sükunet kokan güzergahında
ilerlerken “Dönerci Baba” yla karşılaşmak beni şaşırtmadı.
Hallstatt, şairlere,
ressamlara ilham verecek ve nefes kesecek kadar güzel. Şair veya ressam
olmadığıma hayıflandım hiç kuşkusuz. Bu görsel zenginliği objektifime hapsetmeye çalışırken, farkında olmadan bu
masalsı kasabanın güzelliğinde kendim hapsoldum. Zamanın durduğu bu baş döndürücü
mekana bir gün mutlaka yeniden gelmeyi hedefleyerek son kez baktım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder